Yaratıcılık ve Yenileşim…
Uzuvlarımızın faaliyeti için onları oluşturan dokuların beslenmesi, hücrelerinin oksijen ve besin ihtiyacının karşılanması gerekir.
Kol gücü ile çalışanın koluna, bacak ve bel gücü ile çalışanın bacaklarına ve beline kanın gitmesi, dolaşımının tam ve sağlıklı olması gerekir.
***
Tarım ve ilk endüstriyel toplumlarda, yerel pazar ve üretim eylemleri için kas gücü faaliyetlerinin yeri ve önemi tartışılamaz..
Bilgi toplumu dönüşümü, küresel pazar ve bu pazara yönelik üretim eylemleri incelendiğinde ise “yaratıcılık” ilk göze çarpan…
Yaratıcılık,
- Olmayan birşeyi hayal edebilme,
- Herkesten farkli yollarla yapabilme,
- Yeni fikirler geliştirebilme,
yeteneğidir. Yani, herkesin gördüğünü görüp onunla ilgili farklı şeyler düşünebilmektir.
Bir düşünce ve davranış eylemi olan bu yaratıcılık tam bir beyin fonksiyonudur ve yoktan varetme esaslı Tanrısal yaratıcılığın dışındadır.
Yaratıcılık gündeme geldiğinde, bilgi toplumu, küresel pazar ve üretim eylemlerinde bir duyulan/görülen “inovasyon” olmaktadır.
OECD’nin 2005 yılında yayınladığı Oslo Kılavuzu’nda “inovasyon”,
- Yeni veya önemli ölçüde değiştirilmiş ürün (mal ya da hizmet) veya sürecin,
- Yeni bir pazarlama yönteminin,
- İş ve/veya işyeri uygulamalarında veya dış ilişkilerde yeni bir organizasyonel yöntemin,
uygulanması olarak betimlenmiştir. Bu tanımda dikkat çeken “yeni” sıfatıdır. O nedenle “inovasyon” için “yenileşim” kelimesini kullanılmasını daha doğru olacağını düşünüyorum.
Bir düşünce eylemini de içeren “yenileşim” tam bir beyin fonksiyonudur.
***
Uzuvlarımızın faaliyeti için onları oluşturan doku hücrelerinin oksijen ve besin ihtiyacının beslenmesi gerekir.
Günümüz toplumlarının gözde mesleklerinin de temelini oluşturan yaratıcılık ve yenileşim için kanın beyne dolması gereklidir..
Kanı beyne götürmek,
- Bilgilendirme,
- Öğretim ve eğitim,
- Yetki delegasyonu,
- Hoşgörü,
- Suçlama azalımı,
- Ödül,
ile oluşturulacak güdüleme (motivasyon) sağlanır.
Beynin bu denli odakta olduğu eylem sürecinde istek enerjisinin devreye girmesi de önem arzeder.
Atalarımızın "marifet iltifata tabidir.." deyişi bu beyin faaliyetleri için çok daha fazla geçerlidir. Ve ilave etmeliyim; beyin haricinde kalan uzuvların kan ihtiyacı olan faaliyetleri gerçekleştirenlerde yaratıcılık ve yenileşim böyle bir durumda çok daha zor; belli ki imkansızdır.
Can EREL
Yaraticilik ve yenilesim guduleri sadece kisisel/kurumsal cikar saglamak veya parasal kar etmek olursa toplumsal fayda uretme gudusune nazaran kiymetleri cok azaliyor.
YanıtlaSilSuleyman
Seminerimle ilgili Sevgili bir arkadaşımın teşekkür mektubuna cevabımdan:
YanıtlaSil“…
Profesyonel anlamda kazanç sağladığım mesleğimle ilgili yapabildiklerimizi maddi kazancımızın bri karşılığı idi.. Zaten detayını ve etkilerini de söylemek yapana yakışmaz; ekip arkadaşlarım, şahit olanlar ve onlardan fayda sağlayanlar bilirler diye düşünürüm.
Ancak, bir de diğer konular var…
Her yaşananın başlangıcına bir sebebi vardır; benimkinde sebep çok fazla...
• Nerede ise bebekliğimden beri sayıkladığım bir mesleğe sahip oldum; çok değer veririm..
• Ortaokul'un son sınıfından itibaren eğitim hayatımda bu milletin kaynakları ile oluşturulmuş bursun büyük oranda etkisi oldu; bu borcu ödeyemem ama uygun fırsatlarda benzer bir çabaların içinde olursam rahatlıyorum..
• Hayatımda iyi insan etkisi çok oldu; vefa konusunu çok önemserim.
• Mesleki yeterlilik kadar doğruluk ve dürüstlüğün, o mesleği çağrıştıracak duruşun ve hepsinden önemlisi bir sonraki nesli yetiştirme çabasını çok önemsiyorum.
• Küresel ölçekli gelişmeler gösterdikleri farklı olsa bile çoğu zaman eşit fırsat oluşturmuyor; asalet ve ilke eksiği var.. Maddi yönden de, küresel mücadele ve başarı sihirlerinin "iletişim", "işbirliği", "yenileşim" ve "organizasyon" olduklarına oldukça eminim. Kimsenin aklına gelmeyeni ortak çaba ile gerçekleştirerek yapılanlar hem çok keyif veriyor ve hem de -çoğu zaman maddi olmasa da- çok önemli getiriler sağlıyor diye düşünüyorum.
Ancak, bu kapsamda, sihrine inandığım eksenlerde eğitime, eğitim materyaline ve mesleki kariyer oluşturma konusuna ciddi anlamda zaman ve dolayısı ile kaynak ayırmıştım; bunda mesleğe başladıktan sonra sahip olduğum her şeyin temel kaynağı Eskişehir İkmal Bakım Merkezi, Eskişehir ve Eskişehir'linin payı büyük.. Aklıma ilk gelenler:
• İlk ciddi çabam Anadolu Üniversitesi'de Makina Masterina başladığım 1983 yılında tanıştıklarımla başlayan Sivil Havacılık Yüksek Okulunu kuruluşuna, 1984 yıllarına kadar uzanır..
• Ardından Eskişehir’deki Uçak Motor Meslek Lisesi kuruluşu ve devreye alınması
• Ardından bu okulların çıraklık diyebileceğimiz sürekli ve/veya sınırlı süreli iş yeri uygulamaları..
• Mühendislik stajlarını çok ciddiye alarak Eskişehir İkmal Bakım Merkezi'nde staj konusunda matris organizasyonlar ve staja özel atölye ve uygulama iş parçaları oluşturulması,
• Okul Seminer ve Konferansları,
• Meslek kuruluşları Seminer ve Konferansları,
• Medyaya yönelim televizyon ve haber yazma (hala ilgim var; fırsat koluyorum :),
• Mesleki kitaplar ve kitapsı yayınlar,
• Makaleler ve raporlar,
• myTECHNİC ile başlayan kariyerimde okullarla işbirliklerine verilen önem ve sahip olduğumuz kaynaklarla ilgili meslek öğretim programlarını değiştirecek ve hatta yeni alanlar açacak seviyeye çıkması,
• Okulların endüstriyel danışma kurullarında görev alarak öğretim elemanları düşünce ve davranışlarında da değişim yaratmaya çalışmak,
• Örgün öğretim ve meslek otoritelerinin dikkatlerini çekecek ve mevzuat değişikliğine kadar etkileyecek white paper'lar..
• Meslektaşlara uygun zamanlarda mesleki kariyer rehberliği..
• Kapadokya Meslek Yüksekokulu mütevellisine kabul edilerek okulun havacılık programlarını oluşturulması ve İstanbul yerleşkesinin ikinci yerleşke olarak açılması.
• Uluslararası ilişkilerimin ulusal meslek gelişimi yönünde kullanımı ile meslek ve meslektaş açısından ortaya çıkan fırsatların organizasyonu..
Gücüm olduğum ve ilgi bulduğum sürece mücadeleme devam da edeceğim; önce kendimi geliştirmek ve olanaklarım ölçüsünde iyi insanların daha fazla olacağı daha güzel bir dünya için.”
Haziran 2012